Türkiye’de konut satışları eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 artarak 150 bin 657’ye çıktı. Yılın ilk dokuz ayında ise satışlar yüzde 19,2 yükselerek 1 milyon 128 bin 727 oldu.
Konu ile ilgili olarak paylaşılan detaylara göre kredili satışlardaki toparlanma eylülde de sürdü: İpotekli konut satışları yıllık bazda yüzde 34,4 artışla 21 bin 266’ya yükseldi ve toplam satışlar içindeki payı yüzde 14,1’e çıktı.
Bu oran haziranda yüzde 13,4, temmuzda yüzde 12,9, ağustosta yüzde 13,8 seviyesindeydi. Ocak-eylül döneminde ipotekli satışlar geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 76 artarak 162 bin 493’e ulaştı.
Luxera GYO Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Taş, eylülde kaydedilen 150 bin 657 adetlik satışın tüm zamanların en yüksek eylül performansı olduğuna dikkat çekerek, nisan-temmuz dönemindeki güçlü oranlara göre daha ılımlı seyretse de artışın ağustosta yüzde 6,8, eylülde yüzde 6,9 ile devam ettiğini söyledi.
Taş’a göre ocak-eylül döneminde yüzde 19,2’ye ulaşan artış, talebin yıl geneline yayıldığını gösteriyor; 2024’te 947 bin olan toplam satış, 2025’te 1 milyon 128 bine çıkarak 2020’deki rekor seviyeye yaklaştı.
Taş, dezenflasyon süreciyle faizlerin gerilemeye devam etmesi ve yeni projelerin devreye girmesi halinde 2026’da sektörün daha güçlü bir performans sergileyebileceğini belirtiyor.
TCMB’nin eylülde politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 40,5’e çektiğini hatırlatan Taş, 23 Ekim’deki PPK kararının konut kredileri açısından belirleyici olacağını; ancak eylülde enflasyonun beklentinin üzerinde gelmesi nedeniyle daha sınırlı indirim ya da pas geçme ihtimalinin de bulunduğunu ifade ediyor.
Buna karşın olağanüstü bir gelişme olmazsa kademeli indirimlerin sürmesi bekleniyor; bu da kredili satışları yılın kalanında ve 2026’da destekleyebilir. Konut Fiyat Endeksi eylülde aylık yüzde 1,7 artarak 195,7’ye çıktı; yıllık artış yüzde 32,2 olurken reel değişim yüzde -0,8 olarak gerçekleşti.
Taş, bu verilerin, tüketicilerin ileriye dönük fiyat artışı beklentisiyle alıma yöneldiğini gösterdiğini, faiz indirimleri devam ettikçe eğilimin güçlenebileceğini söylüyor.
Türkiye’de konut ihtiyacının güçlü seyrini koruduğunu vurgulayan Taş, mevduat faizlerindeki düşüşün konutu yeniden yatırım aracı haline getirdiğini, buna karşın inşaat maliyetlerindeki artış ve arzın sınırlı kalmasının fiyatları yukarı yönlü baskıladığını belirtiyor.
Bu nedenle, birikimi ve ihtiyacı olanlar için mevcut koşulların gecikmeden alım yapmayı desteklediğini ifade ediyor. .