Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay yayımladığı Hazır Beton Endeksi ile inşaat sektörü ile buna bağlı imalat ve hizmet alanlarındaki mevcut tabloyu ve kısa vadeli beklentileri ortaya koyuyor.
İnşaatın temel girdilerinden olan ve üretildikten kısa süre sonra şantiyelerde kullanılan hazır betona dayalı bu endeks, sektörün büyüme hızına dair öncü sinyaller veriyor.
THBB’nin 2025 Eylül raporuna göre, temmuzda zirve yapan Faaliyet Endeksi, ağustosta eşik değerin altına inmesinin ardından eylülde de bu seviyenin altında yatay seyrini sürdürdü.
Beklenti ve Güven endeksleri yine negatif bölgede kaldı. Beklentide sınırlı bir toparlanma görülse de eşiğin üzerine çıkmaya yetmedi; Güven Endeksi ise eylülde geriledi.
Buna paralel olarak birleşik Beton Endeksi de düşüş kaydetti. Bununla birlikte, eylül ayında tüm alt endeksler geçen yılın aynı dönemine kıyasla daha yüksek seviyede.
Artış oranında Faaliyet ve Beklenti endeksleri öne çıkıyor; ancak her iki göstergenin de mutlak olarak eşik değerin altında seyrettiği not edilmeli. Güven Endeksi’ndeki yıllık artış ise sınırlı kaldı.
Sonuç olarak, endekslerin eşik değerin altında kalmasına rağmen geçen yıla göre daha iyi bir seviyede olması, eylül ayında sektörün geçen yılki tabloya kıyasla toparlandığını, fakat henüz arzu edilen düzeye ulaşamadığını gösteriyor.
Değerlendirmesinde THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, temmuz sonrası yaşanan ivme kaybının eylülde de devam ettiğini, yıllık bazdaki iyileşmeye rağmen endekslerin eşik değer altındaki konumunun sektörün henüz istenen seviyeye gelmediğine işaret ettiğini vurguladı.
Işık, yılın son çeyreği ve 2026 görünümü açısından belirleyici unsurun faiz ve buna bağlı finansman maliyeti olacağını belirtirken, küresel ölçekte büyümede yavaşlama ve bazı piyasalarda para politikasında gevşeme tartışmalarının öne çıktığını hatırlattı.
Işık’a göre sektör için en olumlu senaryo; enflasyonun istikrarlı biçimde düşmesi, TCMB’nin öngörülebilir bir duruşa kavuşması ve kamu altyapı yatırımlarının planlandığı gibi sürmesi.
Bu ortamda konut talebi ve yatırım iştahı güçlenebilir; inşaat sektörü büyüme ve istihdama daha güçlü katkı verebilir. Aksi senaryoda, inatçı enflasyon, belirsiz faiz politikaları ya da dış şokların maliyet ve finansman koşullarını bozabileceği uyarısında bulundu.
Ekonomi yönetiminin öngörülebilirliği artırması ve maliyet/finansman risklerini azaltması halinde, inşaatın ekonomiye desteğinin artacağı mesajını verdi. .