Başkent Ankara, modern şehircilik anlayışının simgesi olması gerekirken, bugün imar planlarındaki uyumsuzluklar ve kentsel dönüşüm süreçlerindeki tıkanıklıklarla karşı karşıya bulunuyor.
Uzmanlar, bütüncül planlama eksikliğinin şehrin mimari kimliğini ve yaşam kalitesini olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor. YENİ ALANLARI İMARA AÇMAK YERİNE MEVCUT YERLEŞİM BÖLGELERİNDE YENİLENMEYİ TEŞVİK ETMEK DAHA DOĞRU Öz İnoks Ankara Gayrimenkul Yatırım Danışmanlığı Kurucusu Talip Çakmış “İmar planları bir kentin geleceğini şekillendirir.
Ancak Ankara’da bu planlar zaman içinde değişen uygulamalar ve bölgesel önceliklere göre revize edildiğinden, bütüncül bir şehir vizyonu oluşamadı. Yeni alanları imara açmak yerine mevcut yerleşim bölgelerinde yenilenmeyi teşvik etmek daha doğru bir yaklaşım olur.
” ifadesini kullandı. Çakmış, özellikle merkez ilçelerde uzun yıllardır geçerli olan giriş +3 kat imar düzeninin artık ekonomik ve mekânsal açıdan sürdürülemez hale geldiğini vurguladı.
Bu durumun, hem yenilenme ihtiyacı duyan yapıların dönüşümünü zorlaştırdığını hem de şehir estetiğiyle bütünleşemeyen yapılar ortaya çıkardığını ifade etti.
YENİ İMAR VİZYONU KAÇINILMAZ! Uzmanlara göre, Ankara’da kültürel kimliği koruyan, çağdaş yaşam alanlarını esas alan ve planlı büyümeyi destekleyen yeni bir imar vizyonu kaçınılmaz.
'Bu vizyonun temelinde bilimsel şehircilik ilkeleri, şeffaf planlama süreçleri ve toplumsal katılım yer almalı. ' diyen Talip Çakmış açıklamasını şu sözlerle tamamladı “Ankara’nın geleceği için planlı, estetik ve uyumlu şehircilik anlayışını hayata geçirmek artık bir tercih değil, zorunluluktur.
” dedi. .