İstanbul’da 16-17 Ekim’de düzenlenen Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu (TABEF), Fildişi Sahili ve Gine’den gelen iş dünyası temsilcilerinin “yeni yatırım modelleri” vurgusuyla öne çıktı.
Konu ile ilgili olarak verilen detaylara göre heyetler, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında teknoloji transferi, ortak üretim ve kapasite geliştirme odaklı işbirliğinin stratejik önemine dikkat çekti.
Fildişi Sahili Mimarlar Odası Başkanı Joseph Amon, Afrika’nın inşaat ve mimarlıkta hızlı bir dönüşüm sürecinde olduğunu belirterek, “Afrika hızla gelişiyor ve inşa ediliyor.
İnsan kaynağına, malzemeye ve endüstriyel kapasiteye ihtiyacımız var. Türkiye’nin inşaat tecrübesi ve üretim kabiliyeti kıtanın gereksinimleriyle örtüşüyor” dedi.
Amon, dil gibi küçük engellerin hızla aşılabileceğini söyleyerek, asıl önceliğin “teknoloji ve bilgi transferi” olduğunu vurguladı. Türk sanayicileri, kasım ayında Abidjan’da düzenlenecek Archibat fuarına davet ederek, “Bu fuar, ilk temasları somut ortaklıklara dönüştürme fırsatı” çağrısında bulundu.
Gine Ticaret, Sanayi ve El Sanatları Odası Ulusal Başkanı Mamadou Balde, TABEF’in Türkiye-Gine ekonomik ilişkilerini canlandırmak için güçlü bir zemin sunduğunu ifade etti: “Afrika bugün iş fırsatlarının merkezi.
Gine, bu fırsatların en yoğun olduğu ülkelerden biri. Karşılıklı sorumluluklar yerine getirilirse ticaret ve yatırımda büyük ilerleme sağlanabilir. ” Aktarılan bilgilere göre Balde, Ticaret Bakanlığı ve DEİK ile görüşmelerin “umut verici” geçtiğini, ülkesine Türkiye ile ilişkileri geliştirme kararlılığıyla döneceğini söyledi.
Gine Matam Ticaret Odası temsilcisi Mariama Sow ise tarım ve madencilikteki büyük potansiyele işaret ederek, “Türk yatırımcıların ilgisi artıyor. Ortaklıkların güvene ve somut sonuçlara dayanması gerektiğine inanıyoruz” mesajını verdi.
Vize süreçlerinde yaşanan bazı zorluklara rağmen Sow, “Gine kapılarını tüm yabancı yatırımcılara, özellikle profesyonel ve kaliteli hizmet sunan Türk yatırımcılara açmış durumda” dedi.
Genel tablo, Türkiye ile Afrika arasında “kazan-kazan” ekseninde; inşaat, altyapı, tarım, madencilik ve imalat sanayinde teknoloji odaklı, yerinde üretim ve ortak girişim modellerinin önümüzdeki dönemde önceliklendirilmesine işaret ediyor.
TABEF sonrasında, Türk şirketlerinin yerel ortaklarla birlikte kapasite kurma, eğitim ve tedarik zinciri entegrasyonuna dayalı projelere yönelmesi bekleniyor.